Skip to main content

Yasalarda Kürtaj Hakkımız

Türkiye’de kürtaj yasalarla güvence altına alınmış bir haktır.

Kürtaj, 1983’ten bu yana, tam 40 senedir, yasaldır, ve isteğe bağlı kürtaj da dahil olmak üzere bir hak olarak tanımlanmıştır. Kürtaj, 10 haftalık gebelik süresince, isteğe bağlı olarak yani hiçbir gerekçe sunmak zorunda kalınmaksızın gerçekleştirilebilir. Gebeliğin kadının hayatını ya da hayati organlarını tehdit ettiği veya fetüste bir anomali gözlemlendiği durumda ise kürtaj 10 haftadan uzun gebelikler için de gerçekleştirilebilir. Bu durumda gebeliğin annenin sağlığını tehdit ettiği veya fetüste malformasyona neden olduğunun doktor raporuyla tespit edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, gebeliğin cinsel saldırı sonucu gelişmesi halinde ise 20 haftaya kadar kürtaj yapılabilir. 

Gebeliğin sona erdirilmesine ilişkin hususlar 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un (NPHK) 5. maddesine dayanılarak çıkarılan Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Denetlenmesine İlişkin Tüzük’te düzenlenmiştir. Gebeliğin sona erdirilmesi, rahim tahliyesi sureti ile gerçekleştirilir (Tüzük m. 2/b). Rahim tahliyesi, gebeliğin on haftayı geçip geçmemesine göre farklı şartlara tabi kılınmıştır.

İsteğe bağlı kürtaj (10 haftaya kadar)

On haftayı geçmeyen gebeliklerde, kadının sağlığını olumsuz etkilemeyecekse, gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar istek üzerine rahim tahliye edilir (Tüzük m. 3). Rahim tahliyesi, kural olarak, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca yapılır. Ancak, Bakanlıkça açılan eğitim merkezlerinde kurs görerek yeterlik belgesi almış pratisyen hekimler, kadın hastalıkları ve doğum uzmanının denetim ve gözetiminde menstrüel regülasyon yöntemiyle, yani vakum aspirasyonun kullanıldığı küçük bir cerrahi müdahale ile rahim tahliyesi yapabilirler.

On haftayı geçmeyen gebeliklerde, kadın ayırt etme gücüne sahip bir erginse; tam ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz olması ihtimalinde, rahim tahliyesi operasyonu için kendi izni yeterli olacaktır (Tüzük m. 13/f. I, b. a). Kadın ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte küçükse; velayet altında olması durumunda kendi izninin yanında velisinin izni; vesayet altında olması durumunda ise, kendi izninin yanında hem vasisinin hem de sulh hakiminin izninin aranması gerekir . Kadının ayırt etme gücüne sahip olmaması hâlinde, velayet altında ise velisinin, vesayet altında ise hem vasisinin hem de sulh mahkemesinin izni aranacaktır (Tüzük m. 13/f. I, b. b ve c). Ayrıca kadının evli olması durumunda ise, eşinden de izin belgesinin alınması gerekir (Tüzük m. 13/f I, b. d).

Kadının sağlığını tehdit eden durumlar veya fetüsün anomali durumlarında kürtaj (süresiz)

On haftayı geçen bir gebelik söz konusu ise, kural olarak, rahim tahliyesi yapılamaz (Tüzük m. 5). Ancak kadının hayatı ya da hayati organlarını tehdit eden ya da çocuk için tehlikeli olan hastalık ve durumlarda, on haftayı geçen gebelikler için rahim tahliyesine izin verilir. Bu hastalık ve durumlar, Tüzük’ün (2) sayılı listesinde sayılmıştır. On haftayı geçen gebeliklerde rahim tahliyesinin mutlaka resmi yataklı bir sağlık kurumunda yapılması gerekir (Tüzük m. 6/f. I). Rahim tahliyesi sırasında bulunması gereken araç ve gereçler ile personel Tüzük’te özel olarak belirlenmiştir. Rahim tahliyesi yapıldıktan sonra en geç bir hafta içinde, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile kadında görülen ya da çocukta görülecek bu hastalıklardan birinin uzmanının beraber ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor yazmaları ve bu raporu il sağlık ve sosyal yardım müdürlükleri ya da ilçe hükumet tabipliklerine gerekmektedir (Tüzük m. 9/f. II). On haftayı geçen gebelikler için aranması gereken izinler tüzükte düzenlenmemiştir; bununla beraber gebeliğin sona erdirilmesinde izne ilişkin NPHK m. 6, on haftayı geçmeyen ve geçen gebelikleri birlikte düzenleyen NPHK m. 5’e atıf yapmak sureti ile, on haftayı geçmeyen gebelikler için öngörülmüş izne dair kuralların kıyasen on haftayı geçen gebelikler için de uygulanacağını bildirmektedir. Derhal müdahale edilmemesinin kadının hayatı ya da hayati organlarından birini tehdit etmesi halinde ise, veli, vasi ya da sulh mahkemesinin izni aranmayacaktır (Tüzük m. 14/f. II). Her ne kadar özel bir düzenleme bulunmasa da, derhal müdahale edilmemesinin kadının hayatı ya da hayati organlarından birini tehdit etmesi halinde kadın evli ise eşinin de rızasının aranmaması gerekir.

Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Denetlenmesine İlişkin Tüzük’ün 8. maddesi uyarınca, “servikal internal osun kapalı olduğu durumlarda dahi, kadının yaşamını tehlikeye sokacak ölçüde vajinal kanama, servikal internal osun açık olması ya da uterustaki gebelik ürününün bir bölümünün düştüğü ve kanamanın devam ettiği hâllerde veya enfeksiyon tehlikesinin bulunduğu hallerde” rahim acilen tahliye edecektir. Acil hallerde rahim tahliyesi, kural olarak resmi yataklı tedavi kurumları ile özel hastanelerde yapılır. Ama hastanın buralara nakli mümkün değilse, hastanın bulunduğu yerde de yapılabilir (Tüzük m. 9/f. I).

Cinsel saldırı sonucu oluşan istenmeyen gebelik durumlarında kürtaj (20 haftaya kadar)

Gebeliğin cinsel saldırı sonucu gelişmesi halinde ise 20 haftaya kadar kürtaj yapılabilir. Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliğin sona erdirilmesi imkanı bulunmaktadır. Ancak, gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir. Suç sonucu gelişen gebeliklerin sona erdirilmesinde kadının evli ya da bekâr olması bir fark yaratmayacaktır; önemli olan, kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalmasıdır.

Çocuk düşürme ve çocuk düşürtme suçları

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında, çocuk düşürme ve çocuk düşürtme suçlarını düzenlenmiştir. TCK m. 99 uyarınca, gebelik süresinden bağımsız olarak bir kadının rızası olmadan çocuğunu düşürten kişi beş yıldan on yıla kadar, gebelik süresi on haftadan az olmasına rağmen yetkisiz olarak çocuk düşürten kişi iki yıldan dört yıla kadar ve gebelik süresi on haftadan fazla ise kadının rızası olmasına rağmen şartları oluşmadan çocuk düşürten kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Üçüncü ihtimalde, çocuğun düşürtülmesine rıza gösteren kadın için de bir yıla kadar hapis ya da adlî para cezası öngörülmüştür. Ayrıca çocuk düşürtme suçu sebebi ile kadının beden ya da ruh sağlığının bozulması veya ölümü ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmiştir.